Hislerinize Hakim Olunuz- Hisleriniz Sizi Yanıltmasın

dizifilmnet
By -
0
Hislerinize Hakim Olunuz
Hislerinize Hakim Olunuz








Hislerinize Hakim Olunuz


Siz mi hislerinize yoksa hislerini mi size hakim oluyorlar? Hisler iki ağızlı bir kılıca benzerler. Bir taraftan hayatımıza güzellik ve zenginlik verir, diğer taratan bizi mahvedebilir.

Hemen yukardaki resimde küçük çocuğun hislerinde kardeşini sulayarak büyüteceği mi yer alıyor acaba? Biraz düşünelim isterseniz. 

Hemen hemen hepimizin istemeyerek çalışan ve acil durumlarda adrenalini kan deveranına çarptırarak derhal cevap ve kalbin daha hızlı çarpmasına ve daha fazla kan pompalamasına sebebiyet veren yalnız başına çalışan, bir sinir sistemi vardır. 

Acil durumlarda kaçmaya ve mücadele etmeye hazır olmak gerekmektedir. Artan kalp vuruşları kanı daha fazla pompalar ve dolayısı ile vücuda daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Bir otomobilin birden önünüze çıkması ile kalbimizin daha fazla çarptığının hiç farkına vardınız mı? Korkutulduğumuz, tahkir edildiğimiz hücuma maruz kaldığımız vücut kendisini müdafaya hazırlar. Bu kimyevi değişmeler kendilinden yani sinir sisteminin çalışması ile olur.

Eğer her küçük olayda kendinizi sinirlenmeye bırakırsanız kendinize düşmanınızdan daha fazla zarar verirsiniz. Sevdiğiniz kimselerle kavgaya başlamadan evvel, dostluğunuzun devamı ile kavga etmeniz arasında hangisinin daha mühim olduğuna karar veriniz. Hiddet engellemeye karşı hissi bir reaksiyondan başka bir şey değildir.

1. Hissetmek Bir Güçtür: Duyguların Biyolojik Kökleri

Beynimiz, duyguları bir "iç GPS" gibi kullanır. Korku, tehlikeden korunmamızı; sevgi, bağ kurmamızı sağlar. Örneğin, topluluk önünde konuşurken hissedilen heyecan, aslında bedenin "hazır ol" uyarısıdır. Bu sinyalleri dinlemek, içgüdülerimizle barışık yaşamanın ilk adımı.

2. Duygusal Okuryazarlık: Hissettiklerini Tanımlamak,

Çoğu kişi, "İyi hissediyorum" veya "Kötüyüm" gibi genel ifadelerle yetinir. Oysa duyguları netleştirmek, içsel çatışmaları çözmek için kritik. Şu soruyu deneyin:

"Şu an kalbimde tam olarak ne var? Hayal kırıklığı mı, yalnızlık mı, yoksa belirsizlik korkusu mu?"
Bu basit egzersiz, duygusal farkındalığınızı güçlendirir.

3. Duygularla Dans: Kabul ve İfade Arasındaki Denge

Hissetmek, her zaman "mutlu olmak" demek değil. Üzüntüyü bastırmak yerine, onu bir misafir gibi karşılamak gerekir. Bir arkadaşınızla konuşurken, günlük tutarken veya resim yaparken duygularınızı dışavurumla besleyin. Unutmayın: Duygular, ancak kabul edildiğinde dönüşür.

4. Empati: Başkalarının Kalbine Dokunabilmek

İnsanı insan yapan şey, diğerlerinin duygularını hissedebilme yeteneğidir. Bir dostun sessiz çığlığını duymak veya bir yabancının gözündeki umudu görmek… Empati, sadece ilişkileri değil, toplumsal bağları da güçlendiren bir köprüdür.

5. Dijital Çağda Duygusal Yalnızlık: Ekranın Arkasındaki Boşluk

Sosyal medyada binlerce "beğeni" almak, gerçek bir sarılmanın yerini tutmaz. Araştırmalar, sanal etkileşimlerin dopamin kısa devreleri yarattığını gösteriyor. Dijital detoks yaparak, yüz yüze temasın iyileştirici gücünü yeniden keşfedin.

6. Hissetmekten Kaçmak mı? Duygusal Uyuşukluk Tehlikesi

Stresli bir çağda, birçok insan duygularını "kapatmayı" tercih ediyor. Ancak bu, içsel bir boşluğa yol açabilir. Küçük adımlarla başlayın: Bir şiir okuyun, eski bir fotoğraf albümüne bakın veya bir enstrüman çalın. Hissetmek, ruhun nefes almasıdır.

Duygular, hayatınızın sessiz rehberleridir. Onları dinlemek, kendinizi ve etrafınızdakileri anlamanın anahtarı. Bugün, içinizdeki sese kulak verin ve şu cümleyi hatırlayın: "Hissedebiliyorsam, yaşıyorum demektir."
Tags:

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)

#buttons=(Kabul Et) #days=(20)

Web sitemizde size daha iyi hizmet verebilmek için çerezler kullanılmaktadır. Çerez Politikası
Ok, Go it!